12 Ocak 2011 Çarşamba

Kürt Siyaseti ve Çok Seslilik

Kürt Siyaseti ve Çok Seslilik
Email: a.tan@ozgundurus.com

Eleştiri, öz eleştiri, alternatif çözüm önerileri istemez. Aynı hedefe farklı yollardan gitme teklifleri bile hoş karşılanmaz.



 
Örgütler, partiler, tarikat ve cemaatler çok sesliliği sevmez. Çok seslilik dediysek öyle her kafadan ayrı bir sesin çıktığı curcunayı kastetmiyoruz.  Eleştiri, öz eleştiri, alternatif çözüm önerileri istemez. Aynı hedefe farklı yollardan gitme teklifleri bile hoş karşılanmaz. Emir komuta zinciri içerisinde lider ve doktrine kesin itaat esastır.
Hele hele lider Allah tarafından gökten zembille indirilmiş bir cevher-i nadide ise (ki çoğu liderler öyledir!) sizin zaten kendinizi ona amade kılmaktan başka bir göreviniz olamaz.
Bu cevher-i bir misal için düşünür, sizin için yazar, sizin için yatar, sizin için kalkar.
Hitler, Mussolini, Stalin, Castro, Enver Hoca, Cemal Abdünnasır, Hafız Esad, Şah Rıza Pevlevi, Habib Burgiba,  Saddam Hüseyin, Kaddafi gibi dünyanın dört bir tarafındaki örnekleri bir yana bırakalım.
Biz de bu yönden oldukça şanslı sayılırız. Bir kaş-göz işaretiyle kelle uçuran Allah’ın yeryüzündeki gölgeleri (Zıllullah-ı fil Alem) sayılan Osmanlı padişahlarını, geyiğini alıp dağa çıkan Resneli Niyazi’yi, keskin zeka ve olağanüstü kabiliyetleriyle Osmanlı İmparatorluğu’nun fişe bağlı hayatını çabucak sonlandırma becerisini gösteren Enver, Talat ve Cemal Paşaları da bir yana bırakalım.
Suriye valisi Cemal Paşanın Suriye ve Lübnanlı Arap aydınları bir gecede karga tulumba idam etmesi de başlı başına ayrı bir konu.
Osmanlı da özgürlüklerin Liberal düşüncenin ağa babası Prens Sabahaddin’in Ahrar Fırkası’nın bile İttihatçıların Sadrazam-ı (Başbakanı) Bağdatlı Mahmut Şevket Paşa’yı gün ortası İstanbul’da öldürttüğü bir neslin ahfadıyız.
Mustafa Kemal ve İsmet Paşa dönemi ise tüm siyasi tarih analistleri için adeta bir laboratuar.
İstiklal Mahkemelerinin yargılama şekli ve aldığı kararlar dünya hukuk tarihine altın harflerle geçti! İskilipli Atıf Hoca, Said-i Nursi, Erbilli Şeyh Esad Efendi gibileri ayrı tutalım. Bunlar ne de olsa MÜRTECİ!
İttihatçıların Maliye Bakanı Cavit Bey; Dr. Nazım ve Ali Kemal (İzmit’te linç edildi, torunu Londra Belediye Reisi) gibi Beyaz Türkler bile idamdan kurtulamadılar.
Mustafa Kemal’e, Erzurum’da Ordu Komutanı iken en büyük desteği veren Kâzım Karabekir 1938’e kadar ev hapsinde tutuldu.
Ali Fuat Paşa (Cebesoy), Fethi Okyar, Rauf Orbay gibiler susturuldu.
İstiklal Marşı’nın şairi Mehmet Akif Ersoy ölümünden birkaç ay öncesine kadar yaklaşık on yıl Mısır’da yaşadı.
Liste uzun.
Daha yakınlara ve biraz da “bizim mahalleye” gelirsek;
Mahallenin şimdiki imamının bile, bir zamanlar “Halife” diyerek biat edip boyun büktüğü ve günde birkaç kez elini öptüğü Erbakan hocaya kimse bir şey diyemiyordu. Sözü kanun sayılan hocanın dergâhından üç ayrı parti çıktı.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın partiyi yönetme şekli ise ortada.
75 tane Kürt milletvekili var.
Başbakan’ın “kimse bizden Kürtçe ana dille eğitim beklemesin” sözüne karşı tek bir tanesinin bile çıtı çıkmadı.
Hele içlerinde öyleleri var ki hayret!
Siyah gözlüklerini takıp, Hilton’un berberinden çıkmış kapkara saçlarını, başlarını ara sıra arkaya atarak savurmaları ve yedi göbek asil Arap atları gibi dimdik yürüyüşleri var ki insan bu yiğitler feleğe bile minnet etmez diyor.
Kürt sorunu ile ilgili 600 sayfa kitap yazdım, özel sohbetlerimizde beni 6 dakika bile dinlemeye tahammülleri yok. Hep onlar konuşuyorlar. Her şeyi evet her şeyi sular seller gibi biliyorlar. İlmi okumamışlar adeta yutmuşlar.
Fakat ne hikmetse partide, Mecliste susuyorlar.
Vardır bir bildikleri.
Biz konumuza dönelim.
Yazının başlığı KÜRT SİYASETİ VE ÇOK SESLİLİK.
Nereden nereye geldik.
PKK adına biri, Orhan Miroğlu’na “Mortoğlu” olmakla tehdit etti. Bu tehdidi mazur göstermek, hafifletmek mi istiyorsun. Lafı niye bu kadar uzattın, diyebilirsiniz.
ASLA!
Hayatı boyunca fikir özgürlüğünü, çok sesliliği savunmuş biri olarak ASLA.
Silaha karşı silah (nefs-i müdafaa);
Fikire karşı fikirle mücadele edilir. Birilerinin fikri, sizin tam zıddınız olabilir.
Birileri yine size göre “Hain, alçak, işbirlikçi, menfaatperest veya dalkavuk” da olabilir.
Bunların hepsi size göredir.
Bir başkasına göre de başka şekildedir.
Bildiğiniz, inandığınız, doğru kabul ettiğiniz ne varsa söylersiniz, açıklarsınız, ilan edersiniz.
Takdir halkındır.
Kararı kamuoyu verir.
Kürt siyaseti de çok sesli olmak zorundadır. Kürtlerin de tıpkı diğer halklar gibi dindarları, liberalleri, laikleri, laikçileri, sosyalistleri, lümpenleri… var.
“Hainleri, işbirlikçileri, siyasi korucuları, devşirme Kürtleri” kendi tercihleriyle baş başa bırakalım. Kürtlerin bu tarihi süreçte olağanüstü derecede dikkatli olmaları lazım.
Yüz yıldır varlıkları inkâr edilen, sonrasında kandırılan, bugünlerde ise oyalanmaya çalışılan Kürtlerin; meşru hak ve özgürlükleri için ortak bir duruş sergileme mecburiyetleri var.
Laiği, Liberali, Sosyalisti, Marksisti, Yezidisi ve Dindar Müslümanı ile ORTAK BİR DURUŞ. Kürdü, Türkü, Arabı, Yezidisi, Müslümanı, Hıristiyanı, Sünnisi, Şiisi ve Alevisi ile barış içinde yaşayan bir ORTADOĞU nasıl kurulur?
Kürt siyasetinin ve siyasetçilerinin buna kafa yormaları lazım.

0 yorum :