18 Ocak 2011 Salı

CUMHURBAŞKANI`NIN DİYARBAKIR GEZİSİ TEKLER VE ÇİFTLER

CUMHURBAŞKANI`NIN DİYARBAKIR GEZİSİ TEKLER VE ÇİFTLER

Çocukken tek-çift oyunu oynardık. Başbakan Tayyip Erdoğan son birkaç yıldır bir `tek, tek, tek` tir, tutturdu gidiyor. Tek vatan, Tek bayrak, Tek devlet, Tek millet ve Tek dil.
Çocukken tek-çift oyunu oynardık. Başbakan Tayyip Erdoğan son birkaç yıldır bir `tek, tek, tek` tir, tutturdu gidiyor. Tek vatan, Tek bayrak, Tek devlet, Tek millet ve Tek dil. Çoğu kez yaptığı gibi bir yanlışı o kadar kendinden emin ve o kadar doğru sanarak tekrarlıyor ki Türk Edebiyatındaki ĞALATI MEŞHURLAR gibi bütün millet de bu yanlışları artık doğru kabul ediyor.
Edebiyattan, `Ğalatı meşhurdan`, Siyasetten ve İlmi Şeriattan bi-haber gariban millet neyse de bu kadar `ilim sahibi` UDEBA ve ULEMA`dan da ses çıkmıyor. Hiç biri `Kardeşim, tekleri ve çiftleri bir birine karıştırıyorsun, yanlış söylüyorsun, ateşe benzinle gidiyorsun` demiyor.
Geçen haftayı Ankara ve İstanbul`da geçirdim. İslami düşünceye sahip birçok kişiyi ziyaret ettim. Başbakan`ın bu tek tekçi söyleminden rahatsız olan ve bu rahatsızlığını yazılarında veya TV programlarında dile getiren bir tek kişiye rastlamadım. Diyarbakır`a döndüğümde ise tam tersi bir durumla adeta İNFİALLE karşılaştım.
Hangi tavır `DOĞRU` analizinden daha önemli olan ülkenin doğusu ile batısı arasındaki makasın gittikçe açılması. İnsanlar doğrular ve yanlışları belirlemek yerine takım tutar gibi pozisyon almaya başlarlarsa çözüme ulaşmak zorlaşır. Kürt Meselesi konuşulduğunda `Varlıklarını iktidarın varlığına adamış` çevrelerin tek yaptıkları iş PKK`yi topa tutmak. Kendi TEZLERİNİ sunma ve bunun üzerinden bir tartışma yürütmekten ziyade PKK eleştirisi üzerinden KÜRT TALEPLERİNİ BOŞA ÇIKARMA yolunu izliyorlar. Bizim gibilerin ise işi çok zor. Bir yanda Komünist tek parti diktatörlüğü yönetiminde bir Kürdistan tahayyül eden Kürt siyaseti içindeki bazı etkili unsurlar; Diğer yanda ise Ümmetçilik yerine Türk-İslamcılığı bilinçaltlarına yerleştirmiş kendilerini indar/İslamcı/muhafazakâr olarak tanımlayan çevreler. Deveye sormuşlar `Yokuşu mu seversin, inişi mi?` Fukara deve `Yahu bu yolun düz olanı yok mu?` diye cevap vermiş. Düz yol neresi?
Yolun düzü nasıl bulunur, Allah için gösteren yok! Kürtlerin kahir ekseriyeti DÜZ YOLU arıyor. Düz yolu bulmak için de önce TEKLERİ ve ÇİFTLERİ birbirinden ayırmak gerekiyor. Kürtlerin DEVLETLE, BAYRAKLA, RESMİ DİLLE bir sorunları yok. Daha açık bir ifade ile Türkiye`nin sınırlarını bölmek isteyen yok, bilakis yüz yıl önce zorla çizilen sınırlarla dışarıda kalan/bırakılan Kürt, Arap, Türkmen, Süryani, Ermenileri de kapsayacak şekilde esnetmek lazım.
Türkiye`nin bayrağı ile de bir sorun yok. Devlet hepimizin devleti, sorun devleti DEMOKRATİK BİR CUMHURİYET haline getirmek, devleti milletle barıştırmak. Türkiye`nin resmi dili de TÜRKÇE, çünkü büyük bir çoğunluk Türkçe konuşuyor, yoksa `Türkler Allah`ın seçilmiş kavmi` olduğu için değil. İTİRAZ TEK MİLLET ve TEK DİLE. Kürtler ALT KİMLİK, ÜST KİMLİK ifadelerinden hoşlanmıyor, kimsenin ALTINDA KALMAK istemiyorlar.
Kürtleri ayrı bir halk olarak kabul etmeyen ve dünyadaki diğer tüm halkların sahip oldukları hakları tanımayan hiç bir yaklaşımı kabul etmiyorlar. Ayrıntıları bir yana bırakırsak, 1.Kürtçe ana dille eğitim 2.Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları yerlerde Kürtçenin kamusal alanda kullanılması Kürtlerin vazgeçmeyecekleri en önemli iki ana taleptir. MİLLET, ÜMMET, KAVİM, IRK, HALK, EŞİT VATANDAŞLIK... bunların her biri ayrı ayrı tabirlerdir. Kürtler her hak istediğinde Necmeddin Erbakan`dan bu yana `Milli Nizam, Milli Görüş, Milli Türk Talebe Birliği, Milli Selamet... Türk/ Osmanlıcı-İslamcı ambalajlar Kürtlerin karşısına Ümmetçilik olarak çıkarılıyor ve Milletten kasıt Ümmettir deniliyor. Koskoca bir yalan! Lafı fazla uzatmayın ve çevirmeyin! Kürtçe ana dille eğitime ve Kürtçenin kamusal alanda kullanılmasına ne diyorsunuz? Kısa ve net cevap EVET Mİ, HAYIR MI? Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 2010`un son iki gününü Diyarbakır`da geçirdi ve bir gün önce Milli Güvenlik Kurulu`nun dillendirdiği TEK, TEK, TEK... Söyleminden öte bir şey dile getirmedi.
Karşılama töreni ve Cuma namazı dâhil en kalabalık yerde yarısı sivil polis ve bürokrat olmak üzere 1500 kişiden fazla kişi toplanmadı. Medya bu görüntüleri `Diyarbakır Cumhurbaşkanı`nı bağrına bastı` şeklinde verdi. Yorum sizin. Biz, yolumuza devam edelim, TEKLERİ ve ÇİFTLERİ ayıralım: Tek Devlet, Tek bayrak, Tek vatan ancak; `ÇİFT MİLLET ve ÇİFT DİL`  Hâlâ, `TEK MİLLET ÜMMET` demektir diyorsanız, soruyoruz: GENERALLERLE DOLU MİLLİ GÜVENLİK KURULU HABERİMİZ OLMADAN ŞERİAT MI İLAN ETTİ? İktidar uğruna AZİZ İSLAM’I Laikçi-Kemalist Ulus devlete alet etmeyin, ÜSTELİK DE ULUS DEVLETİN BÜTÜN DÜNYADA MİADI DOLMUŞKEN, yazıktır!

0 yorum :