18 Ocak 2011 Salı

"Kürtler de 'nankör' Galatasaraylılar da..."

 "Kürtler de 'nankör' Galatasaraylılar da..."


Mustafa YALÇINER

Hizbullahçılar serbest bırakılıp sırra kadem bastılar... KCK tutukluları ise mahkemede anadilleriyle bile kendilerini savunamıyorlar... Yattıkça da yatıyorlar. Yatırılıyorlar.

On binlerce Kürt, protesto gösterisi yapıyor. Ona da izin yok. Protestocular, tıpkı hak talep eden gençlere olduğu gibi, saldırıya uğruyorlar. Gaz yiyorlar... Tazyikli su yiyorlar bu kış günü. Ve coplanıyorlar. Adliye ve belediye bile gaz doluyor.

Şu "nankör Kürtler" bırakmıyorlar ki beyefendi ve partisi Kürt sorununu çözsün! Üstelik Kürtlerin temsilcisi PKK, BDP falan değil, ama beyefendinin partisiyken! O kadar TRT-6'i açtı... Kürtler yine "nankörlük" etti. "Türk-Kürt kardeş, PKK kalleş" diyen MHP gibi "kardeşim" dedi, yine olmadı, "nankörlüğü" sürdürdü Kürtler. "Çözeceğim" diyor, bırakmıyor ki "nankör" Kürtler. Yoksa beyefendi, Kürtsüz, Kürtçesiz çözüverecek Kürt sorununu. Ne hak, ne eşitlik. Ne anadil, ne kendini yönetim hakkı. "Şu mektepler olmasa milli eğitimi ne güzel idare ederdim" diyen Abdülhamit'in bakanı M. Haşim Paşa gibi... Öğrenciler olmasa okulları, Kürtler olmasa Bölge'yi, halk olmasa Türkiye'yi ne güzel idare edecekler! Galatasaraylılar olmasa bir güzel Galatasaray'ı da idare edeceklerdi... Ama olmadı! Onlar da "nankör." Beyefendi o kadar uğraştı bir stadları olsun diye. Para pul vermese de, ona buna talimat verdi, el verdi. Halkın vergilerinden, TOKİ, Galatasaraylıları ayartsınlar diye hızla yaptı yeni stadını Galatasaraylıların. Eh biraz övüneceklerdi. Atıp tutacaklardı. İmkan vermedi Aslan Galatasaraylılar. Protesto ettiler. Çıkıp gitmek zorunda kaldı beyefendi ve etrafı. Al-ver ilişkilerinden, başlarında olanlar Galatasaraylılar gibi davranamayıp beyefendinin yanında yer alarak özür üstüne özür dileseler de, "vazo" kırıldı bir kez. Galatasaraylıların "nankörlükleri", tıpkı Kürtlerinki gibi, tarihe geçti.

Protestocu gençlere de böyle demişti beyefendi. O kadar yeni üniversite ve yurt açmış, onca burs ve kredi sağlamış, gençler yine de "nankörlük" etmişlerdi! Çiftçinin durumu da farklı değildi... Doğrudan gelir desteği, mazot indirimi... yapmadığı kalmamıştı beyefendinin. Ama köylü yine de sesini yükseltiyordu. "Gözünü toprak doyursun" du!

Küfür etmediği kalmamıştı. Sadece Kürtlerle Galatasaraylılar değil. Ama TEKEL'cilerle, şu fabrika bu işletme yerel direnişlerini sürdüren işçilerle az sayıda protestocu genç bir tarafa, Kürtlerle Galatasaraylıların önemi şurada ki, kitlesel tepki veriyorlar. Kürtler yetmiyordu, şimdi kitlesel tepkiye Galatasaraylılar katıldılar. Arkası sökün edecektir. Çarşı Grubu'yla Beşiktaşlılar öyle yerlerinde "uslu uslu" oturup duramazlar artık. Henüz, işçiler gibi, öncü gruplarıyla tepki vermekle yetinen Aleviler kitlesel tepki vermeye yöneleceklerdir. Bu kitlesel tepkiler, herkes emin olabilir, yarın ya da yarından da yakın, işçilerle memurları da kapsayacaktır.

Çünkü yapmadıkları kalmamaktadır. Sadece Kürtler olsa, milliyetçiliktir denebilir. Ama tam bir gericiliktir. Türk-İslam sentezi neoliberal bir tekelci gericiliktir. Bir avuç holdingci ve tarikatçıya dostturlar sadece.

İşçiye, memura, köylüye düşmandırlar. Kürt'e de. İnsanlık heykeliyle görülmüştür ki, "açılım"ı anlatmak için düzenlenen sanatçı toplantı tuluattır; Kürt açılımı da, Ermeni açılımı da olmadığı gibi, sanatçılara da kapalıdırlar, küfür etmektedirler. Bunu uyarı cezası verdirdikleri "Kanuni Süleyman" dizisi de göstermiştir. Sanki padişahlar önlerine gelen genç kızı cariye yapmamış, zevki safa içinde yaşamamış, binlerce ve milyonlarca Türk, Kürt ve başka halklardan yoksulu aç bırakıp zulümle kırmamış, kardeşlerini bile boğdurmamış gibi, Kanuni'yi, üstelik tahammül edilebilir bir şahsiyet olarak gösteren diziye bile tahammül edememişlerdir.

İstemektedirler ki, padişahlara olduğu gibi, herkes kendilerine biat etsin. Tepki verenlere nankör demektedirler. Buna cesaret etmekte ve şimdilik stadı terk etmektedirler. Fazla uzun olmayan bir zamanda Bin Ali gibi ülkeyi terk edecekler, gidecek yer bulamayacaklardır...

0 yorum :