29 Ocak 2011 Cumartesi

14 Temmuz 1982...

14 Temmuz 1982...

Yılmaz SEZGİN
Nejdet Atalay o tarihi konuşmayı yaparken, gözlerimin önüne 12 Eylül 1982'de yine Diyarbakır mahkemesinde Hayri Durmuş'un yaptığı konuşma geliyor.

"Bugünden itibaren ölüm orucuna başlıyoruz. Tarih bizi haklı çıkaracak, sizi ise yargılayacak."

Sonra Hayri ölüm orucunda yaşamını yitirdi. Kemal Pir, Ali Çiçek, Akif Yılmaz da... Ama bugün Diyarbakır zındanı da, Diyarbakır yargılamaları da toplumun vicdanında mahkum oldu. Yaşamını yitiren devrimcilerin açtığı yolda ise milyonlarca kişi, koskoca bir halk yürüyor.

KCK davası diye bilinen demokratik siyaset yapan devrimcilerin yargılandığı duruşmaya ilk gelişim. Çoğunu tanıyorum, arkadaşım. İçlerinden 6-7’siyle 12 Eylül'de Diyarbakır zındanında beraberdik.

Onları görünce çok heyecanlandım. Elimde not almak için bulunan deftere tek bir satır bile yazamadım. Gazeteci olduğumu unuttum. Gözlerim doldu. Kararlı, coşkulu ve dimdik duran arkadaşlarımla gurur duydum.

Arkadaşlarım kimlik yoklamasında yine Kürtçe yanıtlar verdiler: "Ez li virim."

Sonra Nejdet Atalay tüm tutuklular adına, tutukluların, ailelerin, izleyenlerin dakikalarca alkışladığı, o muhteşem konuşmayı yaptı.

"Bu dava siyasi bir davadır. Biz Kürt halkının öncü siyasetçileriyiz. Bu kadar güvenlik önlemi almanıza gerek yoktu. Biz her zamanki gibi sakinliğimizi ve sabrımızı koruyacağız. Bu tarih hem sizi, hem bizi yazacak. Mahkemeyi uyarıyoruz: Tarih sizi yargılayacak. Bizi ise haklı çıkaracak."

14 Temmuz 1982'de de, Eylül 1983'de de 18-20 yaşındaki gençler aynı sözleri söylemişti: "Tarih sizi yargılayacak."

Şimdi aynı sözleri o yıllarda 4-5 yaşında bir küçük çocuk olan Nejdet Atalay söylüyor. Aynı davada yargılandığı kır saçlı arkadaşları adına da... İzleyici koltuklarındaki arkadaşları da, dedesi, ninesi yaşındaki insanlar da gözlerini siliyor.

Halk yediden yetmişe haklı olduğunu biliyor ve anadili yasaklayan, halkın öncülerini mahkum etmek isteyen bu mahkemeyi şimdiden yargılıyor.

0 yorum :